oqloq Bugün Piyasaya Yeniden Çıkmalı

Belirli olgunluğa eriştikten sonra insanların önceden tükettileri içerikler çok daha farklı anlamlar katabiliyorlar. Bugün geriye dönüp baktığımızda önceden sahip olduğumuz görüşlerin çoğu ile zıt düşebiliyoruz. Farklı kaynaklardan elde ettiğimiz ilhamlar da olgunluğumuza bağlı olarak farklı çağrışımlarda bulunabilir. Bu nedenle Edelkrone Tomorrow ofisinde geçen Başka Bir Şey video serisine tekrar dönmeye karar verdim.

Video serisini bir çırpıda tüketip ürün geliştirme süreçlerine odaklanırken oqloq ürünü muhtemelen hepimizin en çok dikkatini çeken araçlardan birisi olmuştur. Ürün her ne kadar saati daha anlaşılabilir kılmaya çalışsa da saatteki detaylar aslında saati kullanma nedenimizi ortaya çıkartıyor. Bazen 13.05 oldukça önemli bir saat olduğu için onu kolayca görebilme ihtiyacımız oluyor. Bu nedenle oqloq aslında bir saat değil, gün planlayıcısı (day planner) ürünü. Elbette o sırada ekibin içerisinde olmadığımız için tam olarak ne düşündüklerini asla bilemeyiz, ancak videodan benim edindiğim izlenimler Kadir beyin bunun yeni bir saat konsepti olduğuna daha fazla odaklanmış olması idi. Temelde ilk konseptlerinde çocuklar için günün belirli saat aralıklarında ne yapmasını gösteren bir ürün, daha sonra şık bir obje haline gelmiş.

İşin bence en ironik yanlarından birisi de bu. İlk prototip bile aslında bir saatten çok gün planlayıcısı olarak faaliyet gösteriyor. Nihai ürün de elbette bu özelliğe sahip, ürünün etrafında renk kodları ile 24 saatinizi planlıyorsunuz. Ki bu bir gün planlayıcısı olarak şahane bir ürün. Özellikle toplu mekanlarda (ofis, okul, özel kurumlar vs.) genellike bir rutin içerisinde döngü sağlanıyor. Yani günün belirli bir saat aralığında belirli faaliyetler gerçekleştiriliyor. Fakat oqloq kamusal alanda kullanılmak üzere tasarlanmış bir üründen ziyade bireysel kullanıma daha fazla odaklanılmış bir obje. Bir iş yerinde oqloq kullanmak verimli olsa da kişisel bir kullanıcı açısından oqloq piyasaya çıktığı haliyle çok da başarılı olmayabilir. Çünkü pek çok bireyin günü belirli bir rutinden oluşmuyor. Özellikle pandemi döneminde uzaktan çalışmanın da artmasıyla hepimizin ajandası veya takvimi her gün için farklı çizelgelere sahip. oqloq ise daha çok rutin üzerine kurulu bir düzene sahip. Üzerindeki planlayıcıyı genellikle bir kere yaparsınız ve bırakırsınız. Çünkü kimse saati her gün rutinlerine göre düzenlemek istemez.

Bana kalırsa oqloq’un en büyük eksikliklerinden birisi bu. İlki saat olarak düşünülmesi, ikincisi ise kişisel kullanıma pek de uygun olmaması. Peki bu kadar üzerine düşündükten ve eleştirdikten sonra oqloq hakkındaki fikirlerim neler? Aslında birkaç fikrim var ve bunu ilk başta Edelkrone’a göndermek istedim. Fakat bunun için açıkçası biraz çekindim. oqloq sonuçta eski bir proje ve Edelkrone artık bu ürünü satmıyor. Bu sebeple de ilgilenmeyeceklerini düşündüm ve güncemde yer vermeye karar verdim.

oqloq en başından beri çok şık bir cihaz. Bu şıklığını kaybetmeden ona dinamiklik de katmak gerekiyor. Yazımda daha önce de bahsettiğim gibi bireysel kullanımda pek çoğumuz rutinlere sahip değiliz. Kamusal alanda kullanım için ise oqloq çok küçük bir boyuta sahip. Benim aklıma gelenleri önce size birkaç maddede listelemeliyim diye düşünüyorum.

  • LED ile günlük planlamayı gösterme
  • Mobil uygulama ile takvimden verileri çekme ve bu verileri anlamlandırma
  • Mobil cihaza göre yerel saati kontrol etme ve eşitleme
  • LED ile saati gösterme

Birinci maddeden başlayalım; oqloq’un piyasaya çıktığı hali çok statik. Bunu daha dinamik ve tüketicinin günlük temposuna uydurmak için saatle etkileşime geçmeden anlamlandırılmış bilgileri sunmasını sağlamak gerekiyor. Bunun için en kolay formatlardan birisi ise renk kodlarını kullanmaya devam etmek. Bunu dinamik bir şekilde kullanıcıya sunmak için de ürünün arkasına LED şerit döşemek aklıma geldi. Genelde büfelerde görüyoruz, MİKA malzemeyi lazer gibi bir araçla çizip LED ışıkla yüzeydeki yazıyı öne çıkartıp tabela gibi kullanıyorlar. Bence bu çözüm oqloq’ta da kullanılabilir. Mevcut tasarımın dışındaki şeffaf yüzeyin en dış noktası tamamen bu şekilde çizilip ürünün arkasından yüzeyin dışına doğru ışık verilirse dinamik bir şekilde planlama sağlanabilir.

Ancak bu dinamikliği sağlamak için de gün içerisinde en çok etkileşime geçtiğimiz cihazımızla ürünün konuşması gerekiyor. Bu da oqloq’un bir mobil uygulamayla konuşması gerektiği durumunu ortaya koyuyor. İçerisinde kendisine özel bir takvim aracı mı olur yoksa kullanıcıların iCal bağlantılarının mı eklenmesini isterler veya doğrudan uygulamaya erişim izni ile mi çözülür buna bir şey diyemeyeceğim. Burası ürünün gelişiminde kullanıcı deneyimi (UX) açısından çok önemli, ondan dolayı üzerinde ciddi düşünmek gerekiyor. Ama sonuçta bu cihazın bir şekilde bu verileri bir uygulama ile alıp oqloq’a atması gerek. Verileri anlamlandırma ise aslında anahtar kelimelerden meydana geliyor. Kullanıcılar belirli eylemler için kendi renk kodlarını oluşturacaklar. Aslında mevcut oqloq’ta yaptıklarından çok da farklı değil. Bunu sadece artık fiziksel olarak tanımlamak yerine uygulama üzerinden tanımlayacaklar. Eğlence için mavi, toplantı için kırmızı, dinlenme için sarı renkler gibi. Örneğin takvim uygulamasına “Sinemaya git” adında bir aktivite girdisi yapılırsa uygulamanın bunu doğrudan mavi olarak anlamlandırması lazım. Takvime girilen bir etkinlikte “toplantı” veya “görüşme” kelimeleri geçiyorsa kırmızı olarak anlamlandırmalı. Bu sayede kullanıcılar hali hazırda kullandıkları Outlook Calendar, Yandex Calendar veya Google Calendar verilerini oqloq için yeniden anlamlandırmakla uğraşmayacaklar. Bunu ön tanımlı olarak oqloq uygulamasından yapmaları yeterli olacak.

Yeni jenerasyon oqloq’da LED kullanılmasının en önemli özelliklerinden birisi de uygulamadan belirlenecek önceki aralık sayesinde (tıpkı dijital takvim araçlarında olduğu gibi) kullanıcı ne kadar zaman önce hatırlatma yapılmasını isterse o zaman hatırlatma yapabilecek olması. Örneğin kullanıcı 5 dakika önce hatırlatma yapmasını isterse LED ışığın oluşturacağı bir döngü deseni ve hatta küçük bir ses ile etkinlik hatırlatması yapılabilir. Hatırlatma için etkinliğin renk kodu kullanılarak bir geçiş sağlanabilir. Örneğin bir toplantı için dinamik bir şekilde saatte kırmızının renkleri dönebilir veya fade şekilde görsel uyarıda bulunabilir. Ses için de tıpkı Microsoft’un Windows 11 için kullandığı açılış sesi tercih edilebilir. Ürünün zaten estetik olan görüntüsü böyle şık bir sesle de şaha kalkar.

Ürünün bir mobil uygulaması olacağı için LED ışığın doygunluğu çok da sorun olmayacaktır. Kullanıcının belirlediği saatlerde tıpkı işletim sistemlerinde olduğu gibi gece gündüz döngüsü ayarlanabilir ve ışığın şiddeti düşürülebilir. En nihayetinde gece 12’den sonra pek çok kullanıcı saate bakmayacağı için bir atmosfer ışığı olarak ürünü odalarında kullanabilir veya tamamen kapatabilir. Bu biraz da ürüne sanki Philips’in Ambilight veya HUE ürünleri algısını da katmıyor değil sanki.

Üründe LED ve Bluetooth ile eşleme söz konusu olunca elbette pil süresi de bir yerden sonra tartışma konusu olacaktır. Pili her bittiğinde ve değiştirdiğinizde arada bir zaman kaybı da söz konusu olacak ve oqloq’u senkronize etmeniz gerekecek. Bunun için ise mobil cihazdan alınacak veri ile saatte kullanılacak bir motor ile saat her zaman senkronize edilebilir. Dışarıdaki mekanik dönen aksam bu sayede herhangi bir günlük planda hatalı gösterimde bulunmaz. Bu bir saat için zamanı doğru göstermek ne kadar önemli ise günlük planlayıcı için de aynı şey geçerli.

LED ile saati gösterme ise benim aslında daha önceden kullandığım bir üründen aklıma geldi. Daha önce hem Misfit Shine, hem de Misfit Shine 2 ürünlerini çok uzun süre severek kullandım. Firmanın bu ürünlerdeki ana fikri zamanın genellikle beşer dakikalık dilimlerine odaklanmamızdaydı ve evet, Shine ürünlerini kullandığım süre boyunca beşer dakikalık zaman dilimlerine odaklanmak benim günlük zaman algımda herhangi bir değişikliğe sebep olmadı. Shine ürünlerinde saat ve dakika farklı renklerle gösterilir, saat statik bir ışığa sahipken dakika yanıp söner. Bu sayede hangisinin dakika hangisinin saat olduğunu anlamak kolaydır. Evet oqloq başta 24 saati tek bir potada eritmek istemiş olabilir ancak bu tüketicinin alışkanlığını bir anda değiştirebileceği bir şey değil. Daha önce belirttiğim gibi günün belirli süreleri kullanıcı açısından çok önemli olabilir. Bu nedenle oqloq detaylı olmasa da tıpkı Shine gibi basit aralıklarla saati gösterebilmeli. Tabi ki günün sonunda bu bir duvar saati olduğu için üzerine dokunarak etkileşime geçmek mümkün değil. Bunun yerine genellikle lambalarda kullanılan alkışlama yaparak saati göstermesi sağlanabilir.

Telefonlardaki bildirim veya çağrı takibi gibi izinler alınarak belki telefonunu sürekli sessizde kullanalar için tıpkı Misfit Shine bir bir bildirim aracı da olabilir Tabi bu da ürünün pil süresini önemli ölçüde azaltacaktır. Yine de akıllı bir duvar saati olarak bunun üründe olması kimi tüketiciler açısından faydalı olabilir.

Herhalde hiçbir tüketici oqloq’un şıklığı konusunda olumsuz yorum yapamaz ancak verimlilik ve sunduğu deneyim açısından ilk jenerasyonu çok da üst bir deneyim sunmuyordu. Eğer bir gün oqloq v2’yi görürsek benim açıkçası görmek isteyeceğim özellikler kesinlikle bunlar olurdu.

Ekleme: Yazı bittikten sonra tam da aslında Edelkrone’un bir hatasına düştüğümü fark ettim. Hover ball projesinde aslında birisinin daha önce bunu düşünüp düşünmediklerini kontrol etmemeleri durumu tam bu yazıyı bitirdikten 15-20 dakika sonra benim de başıma geldi. Yağız Mert Özçelenk’in 2016’da yaptığı oqloq app çalışması aslında benim hemen hemen fikirlerimle örtüşüyor. Kendisi daha çok uygulama üzerinde çalıştığı için renk kodlarının ürüne nasıl aktarılacağına dair bir bilgide bulunmamış. Fikir olarak çok yakın olsak da benim Misfit benzeri saat önerim ve otomatik renk kodu tanımlama veya etkinlik hatırlatıcı gibi bahsettiğim özellikler sanırım ayrışıyor kendisinin konsepti ile. Bir şeylere başlamadan önce küçük de olsa bir araştırma yapmanın tekrar önemini böylece kavramış oldum.


Sıradaki

Maymun Çiçeği Hastalığı: Nedir, Belirtileri ve Önleme

Türkçe'de Maymun Çiçeği Hastalığı olarak bilinen Monkeypox ve son olarak mpox olarak adlandırılan hastalığın ne olduğuna, belirtilerine ve tedavisine göz atın.

Bu kadar maskeye ne olacak?

Microsoft (hala) bilgisayarınızı Windows 7’den Windows 11’e güncellemenizi istiyor

Benzer İşler



Yakın kalalım mı?

Buraya kadar geldiysen daha yakın kalabiliriz. Vero üzerinden beni takip edebilir ve blog gönderiler haricinde de nelerle ilgilendiğime göz atabilirsin.